Wednesday, October 12, 2011

Dikkat! Uzun Yazı Çıkabilir.

İyi yazı yazdığımı söyledi durdu bugüne kadar yazdıklarımı okuyanların birçoğu; duymamazlıktan geldim direndim. Söylenenlerin birer abartma olduğunu düşünüp sadece benim gönlümü hoş tutmak, benim kalbim kırılmasın diye söylenmiş birkaç harika sözden ibaret olduğuna kendimi inandırmak istedim. Arada da kibirlenip yazmaya başladım birkaç satır. Yazmıştım elbet daha önceden birçok sayfa, satır, onları görmüştü o insanoğulları ve demişlerdi ki: " Oğlum Mustafa iyi yazıyon len sen, bayağı iyi hem de devam et belki bir şeyler becerebilirsin". Ben de: " Belki de doğru söylüyor be bunlar yazalım mı şöyle düzenli birkaç bir şey" dedim ve kibir yüklü olarak yazmaya başladım. Olmadı. Yazamadım. Daha doğrusu sıkıldım, bunaldım, daha doğrusu beceremedim. Beceriksizliğim su götürmez bir gerçekti. Yazarken çok net farkettim bunu. Fakat şöyle bir gerçek: Yazıların içeriğinde bir sorun yok, tam tersine gerçekten kendim de beğenerek yazıyordum ama benim beceriksizliğim kendimi yönetemememdeydi. Kendime söz geçirmeyi beceremedim. Konsantrasyonumu sağlayamadım, yarım yamalak bir sürü yazı bıraktım, başladım bıraktım, düşündüm bıraktım, planladım yine bıraktım.

Aslında öyle zamanlar oldu ki yaz yaz yaz diye kendime baskı yaptığım, bıktım, usandım, nefret ettim yazmaktan da yazılanlardan da. Yazılanlar dedim değil mi evet yazılanlar. Çünkü okumayı hiç sevmem, gerekmedikçe de okumam zaten. Bir de benim bu kendimle olan yazıp yazmama mücadelesinin ortasında karşıma gelen her türlü yazı, makale, deneme her neyse hepsi birer düşman gibi göründüler.

Ağzıma ne gelirse söyledim, fırlattım oraya buraya.

Zaman geçti akıl kalple senkronize hareketler içine girdikçe sorguladı bu durumların hepsini. Gerçeği, olması gerekeni çıkarttılar ortaya bu ikili. Bana da çok doğru gelmeye başladı dedikleri akılla kalp biraderlerin. Peki neydi bunların bana öğrettikleri, işte buydu:

1-En zevk aldığın şeyleri bir kenara yaz.
2-Yapabildiğin en iyi şeyleri bir de not et. (Allah vergisi yeteneğin ne onu anla)
3-En çok insanlara yararın olabilecek şeyleri düşün.
4-Matematikde kümeler konusunu aklına getir ve bir kesişim kümesi yarat.

Hepsini bir bir çıkarttım ve şöyle bir şey ortaya çıktı: " Ben yazmayı biliyorum, sahiden hiç de fena yazmıyorum, hatta özellikle başka yazılanlara baktığımda kendimle de gurur duyuyorum"
Hani insanoğulları vardı ya başta benim gönlümü hoş tutanlar, kırmamak için iyi olmuş diyenler( tabi bana göre) meğerse hep haklılarmış. Gerçekten de benim Allah vergisi yeteneğim yazmaktaymış. Herkeste bir yetenek muhakkak verilmiş ya benimki de buymuş demekki. Ancak öğrenebildim.

Çok da geç sayılmaz değil mi ?

Sanırım 24 yaşında en iyi yapabildiği şeyi keşfetmek de iyi bir şeydir.
Ben yazarım bundan sonra arkadaş. Aklıma ne gelirse yazarım. Önüme ne gelirse yazarım.
Düşündüğüm ne varsa bu üslupta söylerim. Çıkar elbet bizim "insanoğuullarından" beğenecek birileri.
Şimdilik başlangıç yazısının sonuna gelmem gerekiyor sanırım, her ne kadar yönetmen program bitti kes artık demese de, yazarın yönetmeni okuyan imiş. Onu sıkarsak bu sefer o keser zaten derler üstadlar.