Thursday, November 10, 2011

GÖZLERİMİN İÇİNE BAK (en iyi-en kötü karşılaşması)

romanımızın bu bölümünde bir rehin alma olayı sırasında yaşananlardan çok küçük bir kesit, çarpıcı bir şekilde anlatılıyor. 
... İnsanların yalvarıp yakarmaları hala kulaklarımda çınlıyor. 10 yaşlarında bir çocuk vardı. Simsiyah saçları koskocaman gözleriyle o kadar güzeldi ki.Dikildi adamların önüne “anneme vurmayın beni öldürün dedi”  10 yaşındaki çocuk söledi bunu, Gül. Annesine kendini siper etti. Annesi ağlamaktan ne yapacağını bilemezken o, tek gözyaşı dökmüyordu. O koca gözlerini adamlara dikmiş “anneme bir şey olacaksa ilk önce bana olmalı, annemden önce bana vurun, lütfen” diyordu. O birkaç dakikada uzaklara dalıp içimden dökebildiğim kadar gözyaşı döktüm. Annemi hatırladım ve kendi çocukluğumu. Kızdan hiç farkım yoktu benimde. Kızda tıpatıp kendimi buldum biliyor musun. Annesine bağlılığı, onu koruması, ona olan aşkı. İşte ölümsüzlük dedim. Bu da bir ölümsüzlük işte diye tekrarladım kendi kendime. Adamlara baktım tekrar. En kötüyle en iyiyi aynı karede görmek herkese nasip olmaz diyordum maalesef...